<$BlogRSDUrl$> <body>

Hiç bilmem!

Cumartesi, Temmuz 21, 2007

Seçim Tahminlerim

1) Belediye otobüsünde yellenen birinin Ufuk Uras'a oy verme ihtimali düşüktür.
2) Yazın çorapsız ayakkabı giyen seçmen MHP'ye oy vermez, MHP'ye oy vermemesi onun ayaklarının kokmayacağı anlamına gelmez.
3) Misyoner pozisyonunu tercih eden erkek seçmenlerden MHP'ye oy verenlerin yüzdesi, MHP'nin Türkiye genelindeki oy yüzdesiyle aynıdır. Bu seçmenlerin eşlerinin oran olarak yarısı da MHP'ye oy verir, diğer yarısı ise Posta gazetesi okuyup orgazmı kavram olarak idrak ettiklerinden MHP'ye oy vermeyebilir. Bu kesimde Cem Uzan'ın sadece profilden fotoğraflarını görenlerden Genç Parti'ye iyi oy çıkar, iki gözünü yan yana gören hiç kimse Cem Uzan'a oy vermez.
4) Deniz Baykal'a gönülsüz olarak oy verenlerin tüm seçimlerdeki oyları toplanırsa belki CHP tek başına iktidar olabilir. Gönüllü olarak oy verenlerin toplamı ise apartman yönetimine yedek olarak seçilmek için bile yetersizdir.
5) Cipi olanların %99'u ya AKP'ye oy verir ya da AKP'nin kazanmasını ister.
6) Haydar Baş'ın ne profesörü olduğunu bilenin genel başkan yardımcılığı garantidir.
7) Atatürk yaşasaydı Refah Partisi'ne oy verirdi sözü ile en birinci solcu Hz.Muhammed'dir sözü arasındaki saçmalık farkı oran olarak TKP'nin Türkiye genelindeki oy oranı kadardır.
7) İP'nin bazı kesimlerde siayey yerine ciya dedirtmesi bir başarı kabul edilmelidir.
8) O seçilirse ülkeyi terk ederim, bu gelirse Avustralya'ya giderim söylemi, bunu söyleyenlere oturma izni verecek muasır medeniyet olmadığından ve de mantık olarak tamamen ciddiyetten uzaktır. Ülkeyi terk etmek için tek tutarlı neden Melih Gökçek'in Cumhurbaşkanı olmasıdır (Allah korusun, ağzımdan yel alsın).


Perşembe, Haziran 28, 2007

Üç baba ilen üç cırlak

Neymiş, oyunmuş. Neymiş, çözülüyomuş. Biz de biliyoruz babaları değil de kızları yanyana bindirmeyi. Olay o değil. Olay kızların durumu. Nası cırtlak kızlar zırıl zırıl. Ağlarlarsa ağlasınlar, bak şimdi salak kıza, deneme babında 2 kızı koydum, babalarını koydum. Karşı kıyıya vardı babalar, biri kayıktan iner inmez civciv zırladı. Ulan zilli, ulan yelloz, senin baban da orda. Bir tıklık süre sonunda hop diye yanında olucak şahsiyetsiz robot kılıklı baban. Hem kaçıyon da, nereye kaçıyon? Orman oralar! Ayıdan korkmam babadan korktuğum kadar, evet.

Hayır bişi diil, maymun bile alet yapıyo, bağla sandala bi ip çek geri. Sonra neymiş, problem çözülüyormuş. Evet tamam, kızdan başla arada kızları tıkıştır, evet. Ama o çözüm çözüm değil! O çözüm dediğin çözümsüzlüğün ta kendisi!

O babalar da baba değil, bacak kadar kızlara laf geçiremiyolar, eşek kadar herifler. Hepsi pazulu. Madem kızı dövemiyon, ki belli ki kız tacize maruz kalmış bu kadar korktuğuna göre, hadi bunlar geçti diyelim karşıya, o zırlakların derdi mi bitecek? Bu mu çözüm? Ha? Bu muu! Neymiş çocuk dövülmezmiş. Eşek sudan gelene kadar döv bak yüzerek bile geçerler. Yarın öbür gün insan içine karışınca n'olcak? Elalem ne der?

Hayır veletler küçük de değil ha, bakıyorum burdan en az 10 varlar. Klon mu acaba bunlar, ondan mı bi kopukluk var algılayışlarında. Baksana tiplere sanki anımsatıyolar birbilerini. Turunculu kız kafayı kaldırıp bakmaya tenezzül etmiyo gerçi ama profilden tıpkısı.

Ahahah, bunlar ta orlarda ellerine meşrupatları nerden geçirdi ki ola. Ahahah, Amazon'a atladı zırlayarak, piranhalar yiycek şimdi. Ahaha, sıcak beyin hücrelerimi öldürüyo. Ahahah.


Cumartesi, Şubat 17, 2007


- A.M.Gürtuna sanki sevinmiş gibi. Hacı sahi n'oldu senin parti işi?
- Sol taraftakilerin dışındaki insanlar neden hafiften mütebessim?
Hani bu yollarda beraber yürümüştük, böyle mi oldu şimdi?
- Kapıdaki çocuğun ne işi var orda?
- Senin ne işin var atla, deveyle?
- "Kurban olam nalına toynağına" diyecektim bayramdaki ilanlara gönderme yaparaktan ama dava açar diye korkuyorum. Zat-ı alileri hakkında fıkra üretilemeyen ilk başbakan olarak tarihe geçecek. En ufak lafta ya çemkiriyor ya da dava açıyor. Korkuyorum ben bu adamdan. Espri anlayışı zayıf olan adamdan hep korkmuşumdur.
- En önemli soru: Ata ne oldu?
At da kötü basmış ama.


Perşembe, Ağustos 17, 2006

İnsanımızın basketbol konusunda bildiği tek bir kavram vardır: Üçlük. Her koşulda tuttuğu takımın (genelde yabancıya karşı herhangi bir Türk takımı) oyuncularının çembere 6,35m uzaklıktaki çizginin gerisinden şansını denemesini ister. Bu nedenle tüm kariyeri boyunca adam akıllı bir tane drive'ı hatırlanmayan Hüsnü uzun süre belleklerdeki tek basketbolcu olmuş, Hüsnü'nün bir üst modeli İbrahim Kutluay ise ilah olmuştur. Oysa bu işi bizden daha iyi yaptığı aşikar olan gavurun topu her daim içerideki hecin devesine indirmesinin çok basit bir nedeni vardır: 2 küsür metrelik bir adamın bir metre mesafeden sayı yapma ihtimali, 1.90 m. civarındaki bir adamın 2 kiloluk topu 6.5 metreden 50 cm çapındaki çembere isabet ettirme ihtimalinden daha yüksektir (zaten bu sebepten o 3, diğeri 2). Zannımca toplumdaki bu üçlük sevdasıyla, iddaa bayilerindeki kuyruğa neden olan heves ve kallavi politik konulardaki stratejik zırtapozluğumuz aynı beyin taneciğinden gelmektedir. İyi savunma yapalım, ribauntları kovalayalım, top çevirelim sabrını göstermeksizin nasıl "hadi, olum koy bir üçlük" diyorsak hepimiz erketeye yatmış büyük ikramiyeyi bekliyoruz. Ülkeyi kurtaracak formül toprağın altındaki trilyon dolarlık hoptritoryum madeni, güneydoğunun altındaki petrol denizi. Onu çıkarmamıza da yabancılar izin vermiyor sayın seyirciler.

Dünya Şampiyonasında milli takıma başarılar diliyorum, haydi İbo bir üçlük.


Cuma, Haziran 02, 2006

Müzik kesilir ("Kalbimi Kıra Kıra", Muazzez Ersoy yorumu), bir-iki mikrofon pat patı, ardından yatak odası sesiyle anons: Güvenli yolculuk hedehödesini ilke edilen X seyahata ait ... plakalı otobüsümüze hoşgeldiniz. Şu anda a şehrini b şehrine bağlayan ... km'lik devlet karayoluna çıkmış bulunuyoruz, yolculuğumuz normal hava ve yol şartlarında yaklaşık ... saat sürecek olup yolculuğunuz boyunca açık servis, ikaz düğmesi vs.
Bu duyuruyu yapmak yasal zorunluluk mu acaba? Mevzuata bakmak lazım. Değilse neden hepsinde aynı, biraz şaşırtsanız bizi. Mesela:
- Yolculuk boyunca sigara içemezsiniz, şoför hariç tabii, canımızı emanet ediyoruz adama, boru mu, kaptan şoförümüz uzun marlboro (kamyoncu malborası) içmekte olup, istek halinde hafiften pencere açılıp dumanın arka sıralara ulaşması sağlanabilir.
- Sizin bu otobüsle ulaşmaya çalıştığınız şehre, daha bizim atalarımız Orta Asya'da kımız sağarken Cleopatra sırf Antonious'la halvet olmak için gitmişti. X Seyahat sizin de Cleopatra gibi aradığınızı bulmanızı diler.
- 33 yaşındayım, bir o şehre bir bu şehre derken evde kaldım, malumunuz otobüs hostesiyim ve yine malumunuz basen sorunum var. Seviyeli bir birliktelik için ikaz düğmesine basınız.

Yolculuğumuzun sonuna geldik, unutmayın bir gün bir otobüse binersiniz ve bütün hayatınız değişir.


Neo-postisizm

ÖlüAdamınSandığı

Yasal Uyarı: Yaptığınız herhangi bir arama sonucu sayfada görüntülenen ilk site burası ise bu, arama konunuzun gerzekçe olduğuna karine* teşkil eder. Aramanız sonucu gösterilen tek site burası ise bu sizin gerzek olduğunuza karinedir**.

* Adi karine.

** Kanuni karine.

 Ne varmış bil!